GÜZEL SANATLARA HAZIRLIK EĞİTİMİ

12 Temmuz 2010 Pazartesi

SANATTA GÖRSEL TASARIM ÖĞELERİNDEN DOKU

SANATTA GÖRSEL TASARIM ÖĞELERİNDEN DOKU


Nesnelerin yüzleri pütürlü ya da parlak, girintili çıkıntılı ya da düz olabilir. Bu özellik resmin dokusal niteliklerini belirler. Hint ya da İslam sanatı gibi bazı bezemeci sanat türlerinde doku, geometrik örgelerin yinelenmesiyle elde edilir. Batı sanatında ise, özellikle ortaçağda doku, dökülmüş yapraklar, yağan kar ve kuşların uçuşu; gibi doğadan alınan örgelerin yinelenmesiyle verilir. Noktacılık tekniğinde kullanılan küçük fırça vuruşlarıyla elde edilen yüzeylerde de ışıltılı bir doku görülür.
TEKSTÜR (DIŞ YAPI); yüzeyde objelerin iç yapıları ( strüktür ) da bir dereceye kadar kendini belli eder, böyle bir yüz plastik bakımından daha ilginç bir görünüme sahiptir.

STRÜKTÜR (İÇ YAPI); eş ya da birbirleriyle sık bağlantılı, benzer formların iki ya da üç boyut üzerinde yinelenmesinden strüktür doğar. Bir strüktürün başlıca karakteristiği bir mekan yaratmasıdır. Bu mekana form yönünden birlik vermesidir.

Tüm görsel nesnelerin karakteristik birer dış yapıları vardır. Nesne ve varlıkların dış yapı özellikleri ve bunların objektif etkileri dokuyu (tekstür) oluşturur. Diğer bir değişle, doğadaki tüm nesnelerin iç yapılarının işlevsel özelliklerini dışa vuran yüzeysel etkilere “DOKU” denir. Bu, doğanın yapısal bir özelliğidir. Objelerin dış görünüşlerindeki ayrıcalıkları sağlayan üzerlerindeki dokusal yapı farklılıklarıdır. Yani doku, yüzeyleri oluşturur. Bir yüzey değerlendirmesidir . Gözün gördüğü her şey özel bir dış yüzey yapısına sahiptir. Tasarımcı, yaşayan doğadaki dokusal oluşumlardan yararlanarak yeni yaratım olanakları elde edebilir.

Yüzey ne tipten olursa olsun parça ile bütün arasında bir takım temel bağlantılar bulunabilir.
• Doku, birbirine eş yada birbirini tamamlayan birim biçimlerin belli sistemlerle yanyana gelmesinden oluşur

• Doğal dokularda dokuyu oluşturan birim biçimleri matematik bir eşlik göstermemesine karşın bütün içinde birbirlerini tamamlayarak yapısal sistemi oluştururlar.

• Dokusal yapılar daima yüzeyseldir.

• Dokulardaki yapısal karakterler, işlevleriyle ilişkilidir. Dokusal yüzeylerin oluşumunu sağlayan birim biçimleri ve bunların yan yana geliş sistemleri daima farklılıklar gösterirler. Bazen değişik objelerde birim biçimleri benzer olsalar da işlevselleri ayrı ayrı olduğundan yan yana geliş sistemleri farklı olabilir. Yine birim biçimleri farklı olan objelerde birimlerin yan yana geliş sistemleri benzer olabilirler.
• Biteviye yineleme yolu ile ölçü, hep ayrı yönde, hiçbir değişikliğe uğramadan artar

• Yönü değişmeyen bir açık-koyu değişkenliği ile doku oluşur
• Ritm artarak gelişir

• Ritm, ileri geri yer değiştirme ile, zıt yönlerde ve aynı ölçü içersinde ya da değişik ölçüde gelişir.

• Belirli bir merkezden çıkarak dışardan içeriye ve içerden dışarıya hareket eder.

• Bir dokunun oluşması için pürüzlü bir yüzey ve uygun ışık gereklidir. Uygun bir ışık girinti ve çıkıntıları yani, dokunun derinliğini verir. Renk değişimi ise dokuya görsel karakter kazandırır.
Bir cismin yüzeyi dokunulduğunda sert ya da yumuşak pürüzler içerir. Bu pürüzler, o cismin dokusudur.

Gözle görülen doku, Görsel dokudur ; yüzeylere dokunmakla elde edilmeyip, görme yoluyla elde edilen doku etkilerine denir. Düz yüzey üzerinde görüntü olarak doku etkisi verir. Örn. Herhangi bir cismin (üç boyutlu) iki boyutta görüntüsünü kağıt üzerinde yaparken onun yüzeylerinin pürüzlülük derecesi bir takım taramalar ve noktalar yardımıyla belirtilir ki, kağıt üzerine resmedilen bu doku sadece görsel olarak algılanan bir yapay dokudur. Çünkü resme el ile dokunulursa, elde hiçbir zaman o cismin yüzeyinde gerçekte hissedilen doku etkisi gelmez. Buna karşın gözle bu resme bakıldığında o cismin yüzeyindeki pürüzlülük derecesi oldukça iyi anlaşılabilir.

Dokunma ile hissedilen doku, Dokunsal dokudur ; yüzeylere dokunularak elde edilen doku etkilerine denir. Sert ve yumuşak doku diye ayrılır.
Ayrıca dokular yapılarına göre ayrılırlar.
Doğal doku, işlevsellikle ilgilidir ve dış yapıyla iç yapı arasında uyum vardır. Doğadan kaya, ağaç kabuğu, yaprak, tahta, balık, portakal, kozalak,deri gibi örnekler verebiliriz.
Yapay Doku oluşturmada birim eleman sistemleri ile matematiksel düzenler oluşturma söz konusudur. Tuğla, beton, demir, kağıt, kumaş, cam gibi örnekleri çoğaltabiliriz.

• Derin doku
• Yüzeysel doku
• İnce doku
• Kaba doku
• Düzenli doku
• Düzensiz doku
• Sert doku ( yakın-İnsanda dinamik duygular uyandırır, heyecan verirler.)

• Yumuşak doku ( uzak-insanda sessizlik ve rahatlık duyguları oluşturur.)

Doğadaki tüm dokular doğal dokulardır. Doğal dokularda kendi içlerinde yapısal

ve görsel etkinlikler açısından büyük zıtlıklar taşırlar.

A – Organik dokular ( hücreye dayalı dokular; kelebek kanadı ya da yaprak dokusu gibi doğa elemanının öz yapısını yansıtır. )

B – Kimyasal dokular ( atoma dayalı dokular )
C – Dinamik dokular ( enerjiye, harekete dayalı dokular ) nitelik ve etki olarak birbirlerine zıttırlar

• Geometrik yapılı doku; bir geometrik elemandan hareket edilerek değişik işlemler yolu ile yaratılır. (doğada arı peteği, örümcek ağı gibi)
• Kristal yapılı dokular; doğadaki kristalize yapılı elemanlarda bulunur.( kar, tuz,buz vs. minarelleri )
Ayrıca, zaman ve hareket etkisinin sonucunda oluşan optik ve güncel dokular vardır.
Optik doku; göz aldanmasıyla oluşur. Temelinde hareket ve biçim değiştirme vardır. Dokusal yapıyı oluşturan birim biçimlerin matematik sistemlerle, büyümesi-küçülmesi, giderek değişime uğraması, belli merkezlerde toplanması, dağılması ve giderek döndürülmesi ile yüzeye optik hareket kazandırabilir.(Victor Vasarely)
Güncel doku; bir anlık, değişken, rölyefik dokulardır.Zamanla, dış etkenlerle yüzeysel görünümünde değişiklikler olur.(deniz dalgası, suyun rüzgarla titreşimi, kumlar, orman dokusunun mevsime göre değişimi, bitkilerin yaşı ve doğa koşullarına göre değişimi vs.)
Dokunun yapı etkisi; sert dokulu yüzeyler yakınlık etkisi, yumuşak dokulu yüzeyler uzaklık etkisi verir.
Doku ve renk etkisi; sıcak renkli dokular yakınlık etkisi, mat yüzeyli dokular uzaklık etkisi verir.
Dokunun ışıklılık etkisi; parlak yüzeyli dokular yakınlık etkisi, mat yüzeyli dokular uzaklık etkisi verir.

Dokunun işleniş etkisi; ince ve ayrıntılı işleniş dokulu yüzeyler yakınlık ve keskinlik duygusu verir. Dağınık,ayrıntısız ve belirsiz işlenmiş dokulu yüzeyler uzaklık etkisi verir.

Ayrıca doku, yumuşaklık-sertlik, ağırlık-hafiflik, sessizlik-gürültü, huzur-tedirginlik, durgunluk-hareketlilik, sakinlik-heyecanlılık, rehavet-kasvet gibi psikolojik etkiler de yaratır. Yumuşak dokulu yüzeyler; sükunet, rahatlık, monotonluk, soğuk,güçsüz ( hastane, lokanta vb. tercih edilir) Sert dokulu yüzeyler, dinamik, uyarıcı, ilgi çekici, güçlü ve daha sıcak, heyecan verici ( heykel vs. )

DOKUSAL UYGULAMA ÇALIŞMALARI
• Doğal objeler bulunarak dokusal yapılarındaki özelliklerine uygun olarak resmedilir.

Bu çalışmalarda esas olan, etüt edilen objenin doku yapısını oluşturan birim biçimlerinin yan yana geliş sistemleri ve sistem içinde birimlerin aldığı şekillerin algılanmasıdır.

Sert, yumuşak, canlı, ölü, hafif, ağır, durgun, hareketli, batıcı, kör, parlak, mat, kristal vs. gibi kavramlar her ne kadar maddenin özü ile anlaşılabilirse de bu özellikleri içeren nesneler dış görünüşleriyle de anlaşılabilir. Bu anlaşırlığı sağlayan görsel değerleriyle o objenin karakteristik dokusal yapısıdır.

Karakterlerine göre resmedilen objelerin dokusal yapılarındaki birim biçimleri ve bunların oluşturdukları sistemlerden kaynaklanan kişisel yorumlama çalışmaları yapılır.

Amaç obje resmi yapmak değil objeye karakterini kazandıran biçimsel değerleri etüt ederek anlatım isteklerine yorumlamaktır.

• Yorum da, objelerin dokusal yapısını oluşturan birim biçimlerinden hareket edilir

• Değişik malzemelerle doku çalışmaları kağıt hamuru, çamur, kağıt vs
• Fotoğrafçılıkta doku araştırmalarında agrandisör olanakları da kullanılır. Hazır objelerin konulduğu fotoğraf kağıdı çevrilerek dokusal çalışmalar oluşturulabilir