RENGİN VASIFLARI: TON (valör) ve ARMONİ (Renk Ahengi, uyum,birlik)
Bir renk üç karakterde bulunur:
1. Renk olarak
2. Ton olarak (Aydınlık, Açık-Koyu)
3. Saturasyon = Kroma (Doymuşluk, Yoğunluk, Saflık Hali)
Her renk aynı açıklıkta ve aydınlıkta bulunmaz. Mesela, aynı kırmızı renk, uzakta veya yakında olmasına göre hava perspektifinin etkisiyle başka ton değerlerinde görünür. Buna bir rengin "ton değeri ayrılığı" ya da "ton farkı" denir. Ton farkı, renkler kara kalemle ifade edildiğinde koyulukları gösteren derecedir. Ton değeri, bir rengin aydınlığının derecesidir. Mesela, açık, aydınlık bir kırmızı ile koyu karanlık bir kırmızının kalite farkı gibi.
Alman kimyacı Wilhelm Ostwald'ın geliştirdiği Ostwald sisteminde, bir rengin çeşitli örnekleri, bir köşesinde siyah, bir köşesinde beyaz, bir köşesinde de o rengin saf örneği bulunan bir üçgen içinde gruplandırılır.
Her rengin bir değeri (valör) vardır. Ve ton derecelerini gösteren cetvel ile karşılaştırılarak hangi ışık derecesini veya koyuluğunu gösteriyorsa o, rengin özel koyuluğu olur. Bu değer tayin ve tespit edilir ve buna da "renk değeri (kroma=chroma)" denir.
Birbirinden ayrı, uzak olan renkler, daha çok birbirine kontrast vaziyettedirler. Değerleri 3 ve 8 olanlar gibi. Bir rengin değeri, onun açık veya koyu bulunma halini bildirir. Açık mavi, koyu mavi ton dediğimiz gibi. Yani her rengin açıklık ve koyuluğu ton kelimesi ile belirtilir.
Tonlar beyazla açılır; siyahla koyulaşır. Tonlara beyaz katıldıkça, yani beyaz ile açıldıkça, parlak ve ışıklı görünürler. Dolayısıyla kuvvetlenirler, fakat yoğunlukları düşer. Tonlara siyah katıldıkça, yani renkleri siyahla koyulaştırıldıkça karanlık ve ışıksız olurlar, zayıflarlar ve kuvvetleri azalır. Renklerin bu koyuluk ve açıklık farklarına "ton (valör)" denir. Aydınlık, ışığın derecesine göre renk ve tonlarda çeşitlilik gösterir. Açık ve koyu tonların yan yana gelmesi ile ton kontrastı oluşur. Bir rengi siyahla beyaz arasında birçok açık ve koyu tona bölebiliriz.
Karakalem desenin başarılı olması formların doğru görülmesinden başka kalemin ton değerlerinin tümünün deseninizde bulunmasından geçer. Bir enstrüman 24 nota çıkartabiliyorsa, 5 nota ile yapacağınız müzik biraz cılız kalacaktır. Normal ışık şartlarını yansıtan bir desende, aydınlık ve karanlık alanların arasında belli sayıda gri bulunmakla birlikte, bu aydınlığın kağıt kadar beyaz, karanlığın da kaleminizin en koyu tonu kadar karanlık olması resminize tonal doygunluk (kontrast) kazandırır. Formları tespit ederken çizdiğiniz konturların koyuluğu desenin geneline yansıtılmalıdır. Örneğin bir elma çizdiysek, bu cismin yüzeyinde de gereken bölgenin bu hat kadar koyu olması ve bu hattı "sindirmesi" deseni daha realist kılar. Bu anlattığımız tonal prensipleri fotoğrafçılar Zone System olarak bilirler. Solmuş resimlerde bu kontrastlık yok olmuştur. Desenleriniz solmuş resimlere benzememelidir.
TON ÇUBUĞU
Munsell sistemi, renk kalitelerinin tonlarının tayinini gösteren merdiveni ve ara ölçülerini Münsell beyaz ile siyah arasında olan renk tonlarını (koyuluk ve açıklıklarını) değerlendirmek için "ölçey" denen "ton çubuğu"nu kullanır. Ton çubuğu, renklerin tam beyazla tam siyah arasındaki koyuluk farklarının değerlerini, bir derecelendirme çubuğu üzerinde eşit olarak değişmesini ve tonların bir oran içinde azalmalarını temsili olarak gösteren bir şerittir.Ton çubuğu boyayla yapılan resimlerde çok önemlidir. Renklerin açıklık-koyuluk derecelerinin birbirlerine nazaran uygun düşerek armoni yapmaları için ton çubuğuna göre değerlendirilirler. İki veya üç rengin bir resimdeki düzenlemesi, ancak ton çubuğundaki koyu-açık-orta derecelerindeki koyuluk değerlerine göre yapılırsa bir armoni oluşturur. Renklerin karşılaştırması ton çubuğuna göre bu şekilde yapılır.
Tonların en açık ve parlağı beyazdır. Tonların en koyu ve karanlığı da siyahtır. Bu iki uç arasındaki koyuluklar, renklerin gri olarak kabul edilmiş farkları (nüansları) dır. "Gamma" değerlerinin en koyusundan en açığına kadarki esas ölçüsü beyaz, en açığından en koyusuna kadarki esas ölçüsü ise siyahtır.
Tabiatta tam olarak ne beyaz ne de siyah vardır. En koyu siyah bile bir miktar ışığı yansıtır. Beyaz da bir miktar ışığı yutar. Ton çubuğunda ancak bir ile dokuz arasındaki değerler elde edilebilir. Ton derecelerini gösteren ton çubuğu renk konusunda önemli bir şemadır. Çünkü her rengin değeri ton çubuğunun koyuluk dereceleri ile karşılaştırılarak yapılır. Bu ise renkler arasında bir uygunluk temini konusunda bize yol gösterir. Armoni kurmakta isabetli davranmış oluruz. "Spectrum Solar" renklerinin açıklık-koyuluk değerleri ton çubuğunun derecelerinde araştırılarak tayin edilir. Bu suretle Sarı rengin sekizinci derecede açık tonlardan biri olduğu, Mor rengin de üçüncü derecede koyu tonlardan biri olduğu anlaşılır. Yani Sarı 8 nci, Mor da 3 ncü koyuluk derecesine uyar. Diğerleri; Turuncu 7, Yeşil 5, Koyu Mavi 4 ncü ton derecesine uyarlar.
Ton değeri zayıf olan bir rengin tonunu kuvvetlendirmek için içerisine ton değeri kuvvetli olan bir başka renk katılır. Mesela mavi renge biraz parlak sarı renk katılırsa, mavi rengin ton değeri kuvvetlenmiş olur. Daha parlak, canlı bir mavi elde edilir. Turuncu rengin içine de biraz sarı katmak suretiyle tonunu kuvvetlendirmek ve canlı bir değere yükseltmek mümkündür. Yalnız bu miktarlar çok dikkatli katılmalıdır. Ne fazla ne de eksik. Aksi halde canlı bir mavi yerine yeşilimsi bir mavi veya kuvvetli bir turuncu yerine sarımsı turuncu gibi tonlar meydana gelerek istenilen neticeye varılamaz. Fakat bu suretle ton değeri yükseltilen renk, renk değeri bakımından kromasından (yoğunluk-doymuşluk) kaybeder. Mesela, içine sarı katılan turuncunun tonu yükselir, fakat turunculuğundan bir miktar eksilmiş olur. Yani renkte bir parça değişiklik olur.
Bir renge beyaz katmakla da tonunu kuvvetlendirebiliriz, fakat renk bakımından değerini kaybeder. Herhangi bir rengin içine istenildiği kadar beyaz ve siyah katarak onu bir sürü tona ayırabiliriz.
En parlak ve tonu en kuvvetli olan sarı renge siyah katarak tonunu zayıflatabiliriz. Ton değeri en zayıf olan mor renge de beyaz katarak onu beyaza yaklaştırarak tonunu kuvvetlendirebiliriz.
Işıklı olan renklere "açık renkler" denir. Renklerin açıklığı, şiddet ve sönüklüğü ile ilgili değildir. Açık mavi, açık sarı denilen renkler, koyu mavi, koyu sarı ile yan yana konulup siyaha göre açıklık dereceleri şöyle okunur. Açık sarı, koyu sarıdan, açık mavi, koyu maviden daha zayıf bir siyahlıktadır. Buna "koyuluk" denir. Bir rengin koyuluğu ışık azlığını ifade eder. Rengin yoğunluğu ile ilgisi yoktur. Koyu ve açık sarı iki renk yan yana konularak bunların kurşunkalemle koyulukları tespit edilse, koyu sarının açık sarıdan daha siyah bir leke teşkil ettiği görülür.
Kromayı şöyle açıklayabiliriz. Mesela önümüzde iki kırmızı olsa:
• Aynı renkte
• Aynı değerde (yani hiçbiri diğerinden ne açık ne de koyu)
• Fakat şiddetleri birbirinden farklı, biri ötekinden çok daha canlı ve saf, diğeri de cansız, zayıf ve griye kaçmış ise, işte bu fark kromanın ölçüsüdür. Yani kroma farkıdır.
Bu kırmızılardan hangisinin renk derecesi şiddetli ise onun kroması yüksektir. Bir kroma derecesi, renk içinde değişen ölçü birimidir ve natürel gri ve en şiddetli renk arasında değişir.
Renk ne kadar kuvvetli ise saflığı o derece fazladır. Griye çalan renkler kroma itibariyle zayıftır. En saf renklerin değeri en yüksek kromayı taşır. Mesela parlak açık yeşil denildiği zaman parlak kelimesi kromayı, açık sözü tonu, ve yeşil de rengi anlatır.
Renklerin "sıcak-soğuk" hallerinden başka "ışıklı-gölgeli" özellikleri vardır. Işıklı renkler, en çok aydınlık tesiri veren sarı, turuncu ve bunların serisinde olanlar, gölgeli renkler ise, sarı serisinin azalması ve bu renklere kırmızı, mavi ve yeşilin karışması ile meydana gelenlerdir.
Kromaları (renk değerleri) zayıf ve orta olan renkler "armoniyöz" ya da "uygun", birbirine benzer aynı renklerdir. Bunlar yan yana getirildikleri zaman gözde hoş bir etki yaratırlar. Kroması 4 olan renkler gibi.
Kromaları yüksek, şiddetli, kuvvetli olan renkler kontrast veya daha farklı renklerdir. Bunlar yan yana koyuldukları zaman daha kontrastlı, daha etkili görünürler. Kromaları 10 olan renkler gibi.
Kroma resimde önemli bir değer taşır. Renk armonileri kurarken "renk", "ton (değer)" ve "kroma (chroma)" deyimlerini daima birbirinden ayırt edebilmeliyiz. Değerleri aynı iki kırmızı renk arasında kuvvet, şiddet, yoğunluk farkı varsa, bu kromadan (renk değeri) meydana gelir.
GAMMA (PERDE)
Bir rengin açıktan koyuya ya da koyudan açığa doğru derecelendirilmesi sonucu oluşturulan renk takımlarına "gamma (perde)" denir. İki türlü gamma şekli vardır. Renklere siyah ya da beyaz katılarak oluşturulan gamma'ya "amprik gamma", resim üzerinde bir rengin yanına siyah, beyaz ya da gri tonlarının konulması sonucu göz üzerine oluşan gamma'ya da "estetik gamma" denir.
Esas renklerin her biri aşağı yukarı aynı renkte olmak üzere sayılamayacak kadar çok derecelere ve farklara ayrılabilirler. Mesela esas bir kırmızı renk, açık ve koyu olarak yüzlerce derecede olabilir. O rengi açmak ya da koyulaştırmakla pembe, koyu pembe, nar kabuğu rengi, kiraz kırmızısı, ateş kırmızısı ve lâl gibi kırmızının birçok derecesini elde edebiliriz.
Estetik gamma, renklerin resim üzerinde yanlarına konulacak, belli miktar ve büyüklükteki siyah, beyaz ve gri renklerle gözde değişik tonların meydana getirilmesi ile armoni oluşturulmasını sağlar. Estetik gamma yoluyla renklerin armonilerini resimde yaratabilen ressam güzel eserler meydana getirebilir.
Bir kompozisyonun zenginliği renk gammalarının çokluğuna ve armoni içinde tatlı bağlar kurmasına bağlıdır. Renk armonisinde gamma'lar amprik veya estetik yolla ortaya çıkarılırlar.
RENKLER ve İLİŞKİLERİ
Renk çemberinde (Spectrum Solar'ın uçlarının bir araya getirilmesiyle oluşturulan çember ya da ressamların kullandığı birincil ve ikincil renklerden oluşturulmuş çember-kromatik daire) yan yana bulunan bitişik renklere "uygun renkler" denir. Sarı ile yeşil, mavi ile lacivert ve mor uygun iki renktir. Çünkü bu renkler çemberde yan yanadırlar.
Uygun renkler aynı zamanda birbirlerine eşit miktarlarda karıştırıldığı zaman uyumlu ve güzel tonlar meydana getirirler. Sarı-Kahverengi, Mavi-Yeşil birbirlerine uyuşkan renklerdir. Bu durumda bir rengin, mesela mavi rengin uygun renkleri hangileridir sorusuna, "sağ ve solunda bulunan, yani her iki taraftan kensidine bitişik olan yeşil ve mor renkleridir" cevabı verilmelidir. Bunlara uygun renkler denilmesinin asıl sebebi, bu renkler arasında birbirlerini bağlayan, bağlantı yapan ortak bir rengin bulunmasıdır. Sarı ve yeşil uygun renklerdir çünkü, sarının birleşiminde ortak yeşil renk vardır. Çünkü sarı renk, kırmızı ve yeşilin katışımından meydana gelir.
Bu iki rengin hakikaten uygun olup olmadığını şu şekilde anlayabiliriz:
Sarı-Yeşil > Sarı=Kırmızı+Yeşil ==> Sarının bileşiminde Yeşil vardır. (Çıkarımsal Sisteme Göre Yeşil=Sarı+Mavi)
Kırmızı-Turuncu > Turuncu=Kırmızı+Sarı ==> Turuncunun bileşiminde Kırmızı vardır.
Mavi-Mor > Mor=Kırmızı+Mavi ==> Morun bileşiminde Mavi vardır.
Bir resimde uygun renk beraberliği ile yapılan armoni gözü yormayan, huzur verici bir armoni olur. Çünkü komşu renkler görünüş itibariyle birbirlerine yakın olduklarından, birbirlerinin renk kuvvetlerini, görünüşlerini kırarlar, yumuşatırlar.
RENK AHENGİ=ARMONİ, AKOR
ARMONİ; Çizgilerin, valörlerin, renklerin ve bunların arasındaki kontrast farkların teşkil ettikleri uyuşmadır. Uygunluk, ahenk, bağdaşma demektir. Genel olarak, bir tablodaki bileşimin estetik bakımdan dengeli ve güzel olmasıdır. Tamamlayıcı renk resimde armoni'nin temel prensiplerindendir. Yan yana duran renkler birbirlerinin etkilerini tamamlayarak armoni içine girerler. Armoni bir renk senfonisidir. Armonide çekicilik önemlidir. Resimde bakışı kendine çeken özelliktir.
1- Ton üzerine Ton Armonisi: Bir rengin çeşitleri ile yapılan armonidir.
2- Nüanslı Armoni: Yan yana düşen 3 renk veya bunların karışımları ile yapılan armonidir.
3- Uygunsuz renklerle yapılan armonidir. Renk ahenginin bozulmasıyla resimde canlılık yaratılır. (Dizonans)
Renk, bir tablonun canlılığını arttıran ve etkileyen bir elemandır. Birçok renk kullanarak güzel bir resim meydana getirilemez. Tablo bir renk panayırı değildir. Güzel bir resmin meydana gelmesi için iki, üç renk ve tonları kafidir. Ressam her şeyden önce tablosunda renk kombinasyonlarını renk kurallarına göre hazırlamasını, hangi rengin nerede ve nasıl kullanacağını bilmesi lazımdır. Pol Sezan: "Resimde her şeyden önce armoni gelir" der. Resimde uygunsuz renkler armonisi, Dizonans; ahengin bozulması ile resimde canlılık yaratılmış ve Mısır’da, minyatürlerde ve gotik tarzda kullanılmıştır.
Renkli bir tablonun her noktasının aynı değerde olması ve seyircinin gözünü bir yere saplamadan tablonun her tarafını aynı anda görmesi lazımdır. Renk adedinin azlığı bizi daima sadeliğe götürür. Her tabloda hakim renk vardır. Nasıl ki müzikte ritim adı verilen sabit bir melodi varsa, bütün parçanın devamınca bu melodi tek başına ya da tamamıyla karakterini bozmadan diğer melodilerle karışarak tekrar ediyorsa; resimde de hakim renk saf olarak ya da diğer renklerle karışarak resmin değişik yerlerinde tekrar edilirse renk armonisi meydana gelir. Hangi renk olursa olsun resimde tek başına bırakılmamalıdır. Mutlaka ona benziyen ışıklı veya gölgeli tonlar kullanılmalıdır. Bu yapılmazsa istenilen ahenk ve denge elde edilemez. (Siyah-Beyaz, yağlı boya olarak tek başına sürülmez. Donmuş bir koyu leke ve çiğ bir ışık etkisi yapar.)
Renk armonileri hazırlayabilmek için renkleri ve renkler arasındaki bağlılıkları çok iyi bilmek lazımdır. Renk armonisi kombinasyonları hazırlanırken daima kromatik daire hatırlanmalıdır. İngiltere'de Maxwell, Almanya'da Göthe, Fransa'da Chevreul renklerin armonisi üzerinde araştırmalar yapmışlardır. Ve bu araştırmalarını kromatik dairelerle açıklamaya çalışmışlardır.
Armoni, Akor; göze hoş görünmedir. Fakat bu hoş görünme renk uygunluklarına ve orantılarına bağlıdır. Tabiatın bütün güzellikleri bu uygunluk ve orantılardan meydana gelir. Çiçeklerin, kuşların güzelliği, sahip oldukları renklerin birbirlerine uygun ve orantılı olmasından kaynaklanır.
Maxwell der ki: "Komşu iki renk mükemmel bir armoni içindedirler. Bunlar birbirleriyle tam bir anlaşma (orantı) içinde karıştırılmış olurlarsa mükemmel bir nüans meydana getirirler." Rozentiyel de; "Beyaz ışık kavramı veya armoni üç esas etkinin eşit tahriki sonucudur. Renklerin armonisi üç renkli etkinin eşit uyarmasıyla meydana gelir."
Basit olarak şöyle formüle edilir: Renk armonisinin oluşabilmesi için retina üzerinde beyaz ışığın (dairede meydana gelen sansasyon) kavranması lazımdır. Göthe renk ve renk armonisi hakkında şöyle der: "Renklerin armonisine en güzel örnek iyi tertiplenmiş bir kromatik dairedir. Fakat armoninin oluşması için sadece iki renk yetmez. Bu renkler tümler olsalar bile... Göz bir rengi ayırt eder etmez derhal başka bir rengin etkisinde kalır. Yani göz yeni bir renk idrakini kavrar, işte bu renk birinci renkle beraber kromatik dairenin bütününü (griyi - ışıkta beyaz) oluşturur."
Renk Armonisinin Hazırlanmasında Kromatik Dairenin Yapılması
İki veya daha fazla renk karıştırıldığı zaman nötr griyi (Toplamalı karışımda saf beyazı) veriyorsa bu renkler aralarında kontrasttırlar. Bunu şöyle bir deneyle gözlemleyebiliriz. Bir dairenin 110° lik açı alanı kırmızı, 80° lik açı alanı sarı ve 170° lik açı alanı mavi esas renkleriyle boyanır ve bu daire bir eksen etrafında hızla çevrilirse "gri" bir renk etkisi meydana gelir. (Bu esas renkler mümkün olduğu kadar saf ve katıksız seçilmelidirler.)
Renk armonisi konusunda kurulacak formüller kromatik dairenin bu esaslarına göre ayarlanmalıdır. Şayet bu renkler dairede eşit alanlarda yerleştirilseydi gri tesir meydana getirilemezdi. Nitekim, daire üzerinde aynı renkler için 120'lik eşit alanlar ayrılarak daire çevrilseydi nötrden oldukça uzaklaşmış sanmtrak bir turuncu gri elde edilirdi. Bu kırmızı ve sarı renklerin kuvvetli bir ışık taşımalarından ileri gelir, özellikle kuvvetli ve canlı olan sarı. Mavinin ışık kuvveti diğer iki renkten daha azdır. Armoninin sağlanması maksadıyla bir gri elde etmek için maviden ilave etmek, yani mavinin daire üzerinde kapladığı yeri genişletmek, fazlalaştırmak ve bu suretle ışık orantısını denkleştirmek lazımdır. Kuvvetli ve canlı olan sarı rengin aynı daire üzerinde 120° lik eşit bir alan kaplaması kırmızı ve mavi renkler tarafından absorbe edilmemesindendir.
Bu renklerin kromaları (doymuşluk-berraklık) ve ton değerleri birbirinden üstündür; işte daire üzerindeki bileşimde sarı renk için daha az yer ayrılmasının sebebi budur. Demek ki bir alan üzerinde bu üç esas renkle bir armoni kurmaya çalışırken, yani bir resim üzerinde bu üç renkle çalışırken, resim üzerinde mavinin kaplayacağı yer kırmızıdan daha fazla, kırmızının da sarı renkten daha çok olması lazımdır. Bu üç rengin genişliği, parça, parça kapladığı alanlar, kromatik daire üzerindeki formüle göre hesaplanarak resme konulursa, resmimizde armonik bir renk kombinasyonu kurmuş oluruz. Daha da sadeleştirmek gerekirse, bir resimde renk armonisi oluşturmak için, ya kullanacağımız renklerin kromatik dairedeki oranlarını göz önüne alarak bu renkleri resimde, kromalarını (doymuşluk) oranlarına göre değiştirerek aynı boyutlarda kullanmalıyız, ya da yine kromatik dairedeki oranlarını göz önüne alarak bu renkleri resimde, oranlarına göre yer kaplayacak şekilde aynı kromada kullanmalıyız.
Üstteki dairelerde, renklerin ton dereceleri %50 oranında alınarak, kromatik dairedeki oranlarına göre berraklıkları değiştirilmiştir. Gördüğünüz gibi dairelerde bir ahenk, bir armoni oluşmuş, hiçbir renk bir diğerinin önüne geçip dikkati kendi üzerine çekmemiştir.
Alttaki dairelerde ise, yine aynı renklerin ton dereceleri %50 alınmış ve aynı berraklık (kroma) değeri verilmiştir. Bu nedenle dairelerde bir renk ahengi oluşmamış ve bazı renkler diğerlerini bastırarak dikkat çekmiştir.
Fakat yine de bazı durumlarda, gözü resimdeki bir öğeye daha fazla çekebilmek için, bu oranlar değiştirilebilir. Göz bir öğeye çevrilmek isteniyorsa, bu öğenin renkleri ve ton değeri, resimdeki diğer renklere göre kuvvetlendirilmeli ve oranı arttırılmalıdır. Aynı şekilde bu durum, arka planda bulunan öğelere derinlik duygusu katarak onları daha da arkalara çekmek için de kullanılabilir.
Bir kompozisyonda üçlü renk armonisi elde etmek için, renkler arasındaki ışık orantısını tonlarına göre denkleştirmek lazımdır. Bu esas, armoninin anahtarıdır. Renklerin kromatik dairede kapladıkları alanların büyüklük ve küçüklüklerine, cinsine, kuvvet ve canlılık farklarına ve saflık derecelerine dikkat ederek bu işte başarılı olmaya çalışılmalıdır.
Eğer bir resimde bu kurallara uyulmazsa, göz ister istemez dalga boyları yüksek olan renklere (kırmızı, sarı, yeşil gibi) doğru yönelecektir. Bu durum da çoğu zaman istenen bir şey değildir. Çünkü bir sanatçı, istisnai haller dışında, resmin her tarafını izleyiciye aynı anda, bir bütün olarak göstermek ister ki, yapıtında anlatmak istediğini en etkili şekilde izleyiciye aksettirebilsin.
Kromatik Dairede Tümler Renklerin Etkilerinin Araştırılması
Kırmızı, Sarı ve Mavi renkler için renk armonisinin sağlanması için, bu dairede bu renklerin kapladığı alanlar şu şekilde formülize edilebilir:
110° Kırmızı + 80° Sarı + 170° Mavi = Nötr Gri
Şimdi ikinci bir daire üzerinde, Yeşil renk için 145° ilk bir alan, Mavi renk için 135° lik bir alan ve Turuncu için 80° lik bir alan ayıralım ve bu alanları boyadıktan sonra daireyi hızla çevirelim. Daire nötr bir gri etkisi yapar.
Şayet daire üzerinde her renk için 120° lik alanlar ayrılsaydı, nötr bir gri yerine turuncu hakimiyeti altında bir gri meydana gelirdi. Bu 120" lik tertip ise bize armoniyi sağlayamaz.
Şu halde armoninin oluşması için renklerin daire üzerindeki alan ölçüleri konusunda şöyle bir düzen kurulmalıdır.
145° Yeşil + 135° Mor + 80° Turuncu = Nötr Gri
Bu renkler, birinci daire üzerindeki ana renklerin tümleri (komplemanteri) dir.
Şimdi bu iki daire üzerindeki bütün renkleri üçüncü bir daire üzerine, kapladıkları alan ve ölçülerine göre yerleştirelim. Bu yerleştirmede renkler yanyana şu sırada olsun:
Kırmızı, Turuncu, Sarı, Yeşil, Mavi, Mor
Bu daireyi çevirelim. Yine nötr gri sağlayarak armoni meydana gelir. Her rengin derecesi ikiye bölünürse renkler derece olarak şöyle yerleştirilir:
(110° / 2) + (80° / 2) + (80° / 2) + (145° / 2) + (170° / 2) + (135° / 2)
yani
55° Kırmızı + 40° Turuncu + 40° Sarı + 72° Yeşil + 85° Mavi + 68° Mor = Gri
Altı renkten meydana gelen bir armoni kombinasyonu kurarken bile bu renklerin kromatik daire üzerindeki alan genişliklerini, kromalarını (berraklıklarını), ton derecelerini gözönünde tutarak bir tertip ve düzen kurmaya çalışılmalıdır.
Renk çemberinde renklerin kapladıkları alanlara bakılırsa, mor rengin kapladığı alanın yeşil ve mavi renkten daha fazla ve sarı renge en az alan ayrıldığı görülür. Bundan da anlaşılıyor ki Mor renk Yeşilden, Yeşil de Sarıdan daha az canlıdır. Kırmızı renk ışınlar Mor ışınlardan çok daha kuvvetlidirler. Birbirlerine komşu olan bu altı renkten her ikisinin arasında ara (pasaj) renkler dediğimiz renkler vardır.
Kırmızı - Turuncu arası
Sarı - Yeşil arası
Mavi - Kırmızı arası gibi.
Bu renklerle kombinasyonlar kurarak bir renk armonisine gidilir. Fakat bunlar arasında mevcut olan formülleri bulmak ve alanlarını ona göre düzenlemek şarttır.
Kromatik dairede bu pasaj renklerin tümlerlerini de bulmak kolaydır. Bunların karşılarına düşen renkler, o renklerin tümlerleridir. RGB (Red, Green, Blue - Kırmızı, Yeşil, Mavi) toplamsal renk sistemine göre bir rengin tümlerini bulmak için, o rengin RGB değerini beyaz rengin RGB değerinden çıkarmak gerekir. Örneğin R=255 G=0 B=0 RGB değerlerine sahip Kırmızı rengin tümleri, beyazın RGB değeri olan R=255, G=255, B=255 çıkarılarak, yani R=255-255, G=255-0, B=255-0, RGB değeri R=0, G=255, B=255 olan Cyan(Turkuaz) rengi olarak bulunur. Kromatik daireye bakıldığı zaman bu rengin Kırmızı rengin karşısında olduğu görülür.
Şimdiye kadar tanıdığımız bu renkler orantılarına göre yanyana sıralanırsa, "kromatik daire" dediğimiz renk çemberi meydana getirilir. Bu daire, aralarında armoni yapılacak renkleri bulmakta, seçmekte ve düzenlemekte esas yardımcı eleman olacaktır. Bu suretle meydana getirilen bu kromatik daireye "Renk Solfeji" denir. Ona başvurularak her türlü armoni yaratılabilir.
Mesela, kırmızı ile bir armoni mi yapılmak isteniliyor? Biliyoruz ki, armoninin tamamlanması için yeşil-mavi bir tona ihtiyaç vardır. Hiç tereddüt etmeden rengi ve nüanslarını alabiliriz. Her renk için bu düşünce ve araştırma yapılmalıdır.
Bir armoni kurarken bir rengi tek olarak düşünmeye zorunlu değiliz. Derhal renk sistemini düşünerek onu diğer bir renkle veya iki renkle armonize etmek gerektiğini düşünmeliyiz. Kromatik daire üzerinde her rengin, her nüansın, her tonun komplemanteri bulunabilir. Resim üzerinde renk kombinasyon düzenleri ile bir renk armonisine gidilirken, daima kromatik çemberi ve onun yapısındaki sıcak-soğuk renk ayırımını, uygun renk niteliklerini, kontrast ve tamamlayıcı özelliklerini göz önünde bulundurmalıdır. Ayrıca her rengin kombinasyona girerken kromasını, ton değerini, diğerlerine göre alan orantısını uygulamak gereklidir.
Yine renk dilimlerinin (kromatik çembere göre) parçalarının büyüklüğü iyi tanzim edilmiş ve düzenlenmiş bir renk çemberi de aynı sonucu, yani nötr gri etkisini meydana getirir. Şayet bu renklerden biri daire üzerinde diğerlerinin zararına, kendi ölçüsünden fazla bir alan kaplamışsa, gri renk o renge çalar. Hakim renk etkisi uyanır. Kompozisyonun hakim rengi olur. Bu hakim rengi kaybetmek ve nötr bir gri etkisi elde etmek için renkleri birbiri arasında bir düzen ve ölçüye sokmak gerekir.
Eğer birçok rengin kompozisyonu ile bir armoni kurulmak isteniliyorsa, her şeyden önce renk alanlarını daire üzerinde orantılı olarak yerleştirmek gerekir. Aksi halde gri etkisi yaratılamaz. Hakim renk örgüsü sağlam olan bütün tablolarda renkler bu griyi elde ettirecek oranlarda, kuvvetlerde ve kontrast ilgiler göz önünde tutularak boyanmışlardır. Bu konuda tablolar üzerinde araştırmalar yaparak bilgilerinizi sağlamlaştırabilirsiniz. Renk armonisi kombinasyonlarını kurma konusunda 1/2, 1/3, 1/4, 1/10 gibi dilimlere ayrılmış renk dairelerinden istifade edilir. Bu ilişki resim üzerinde, kompozisyonlarda tatbik edilir. Mesela; resmin 1/10 u sarıya, 1/4 ü kırmızıya, 1/2 si mavi renklerle ve geri kalan 3/20 lik parçası griye ayrılmak suretiyle bir resim yapılmak isteniliyorsa, armoniyi sağlayacak gri formül kromatik daire üzerinde hemen hesaplanır:
Mavi 1/2, Kırmızı 1/4, Sarı 1/10 = Mavi 10/20, Kırmızı 5/20, Sarı 2/20 şeklini alırlar. Yani; 20/20 resim alanı 20 parça üzerinden renklendirilir. Bu renklerin miktarları ve alanları kromatik daire üzerinde şöyle bulunur: Kromatik daire üzerinde her bir parça 18° lik yer tutar.
360° : 20 = 18°
Sarı için kromatik dairede
18° x 2 =36° lik alan,
Kırmızı için kromatik dairede
18° x 5 = 90° lik alan,
Mavi için kromatik dairede
18° x 10 = 180° lik alan
Gri için kromatik dairede
18° x 3 = 54° lik alan.
Bunların toplamı 360° lik bir daire alanı meydana getirir.
Demek ki, resmin 10/20 si Mavi, 5/20 si Kırmızı, 2/20 si Sarı ve 3/20 si Gri renklerle örtülürse (dağınık ya da parça parça) armoni gerçekleşir. Çünkü bu renklerin tuvalde bu miktarda kombinasyonu gri etkisi yapar. Şayet bu kompozisyonda, bu renklerden biri hakim kılınmak isteniliyorsa, yani resmin etkisi o renkte (sıcak veya soğuk) çokça göze gözükmesi arzu ediliyorsa, o zaman daire veya resim üzerinde bu rengin sahası özellikle birinin zararına da olsa büyütülür. Fakat bu büyütme o rengi sönükleştirerek, şiddetini kırarak yapılır. Renk dengesizliğinden sakınmak, denklemi bozmamak için, büyütülen bu rengin satüratesini siyahla, beyazla, gri ile, tümleri ile veya komşu renklerinden birinden en az bir miktar katmakla bu iş halledilir.